Anadolu16.com

İŞ, AŞ, AŞK

26.12.2020
A+
A-

“İyi bir aşçı, mutluluğu dağıtan bir büyücü gibidir.”

– Elsa Schiaparelli

Aşçı dediğimiz zaman genellikle etine dolgun, beyaz aşçı kıyafetiyle, güler yüzlü, elinde kepçesi olan bir görüntü hepimizin gözünde canlanır. Çizgi filmlerde ve eski türk filmlerinde algılarımıza yerleşen model bu olmuştur.

Yemeğe adını da tadını da veren bizleriz. ‘Sevgimi de kattık’ deriz ya, lezzeti tariflendirmek için kullandığımız bu cümle sevdiklerimize verdiğimiz değeri ne de güzel anlatır.

İlk tanıştığımız aşçılarımız annelerimizdir. ‘Yemedi yedirdi’ deriz ya, önce bizleri sütleriyle sonra da elleriyle beslerler.

Aşçılık mesleğinin günümüzde son derece geçerli olmasının bir sebebi sosyo-kültürel alanlarımızın genişlemesiyle de epey alakalıdır. Günümüzde kadın çalışan sayısının artması, iş yoğunluğu ve zaman kısıtlılığı, seyahatin artması gibi sebepler de bizleri dışarıda gıda tüketimine yönlendirmiştir. Bazen de sadece farklı vakit geçirebilmek amacıyla dışarıda bir şeyler yiyip içmeyi tercih ederiz

Peki aşçı kimdir?

Tencerenin içine biraz bilgi, bir tutam sevgi, bir tutam beceri kattıktan sonra gıdaları yemeye ve içmeye hazır hale getiren, sunumla güzelleştirip önce gözümüzü sonra da karnımızı doyuran kişilerdir.

Aşçıların iş başı yaptıkları gün itibariyle en önemli görevleri yiyecek ve içeceklerin müşterilerin siparişlerine uygun şekilde ve zamanında hazırlanarak güzel bir şekilde sunulmasıdır.

Aşçı olabilmek için ilk adım meslek lisesiyle atılabilir. Ayrıca aşçılık kursları ve üniversitelerimizde bu meslekle ilgili bölümler vardır. Tüm bu akademik sürecin yanı sıra çekirdekten yetişen, bizim alaylı dediğimiz aşçılarımız da vardır.

Peki aşçılarımızdan ne beklenir?

Özellikle ekip çalışmasına uygun olmalıdırlar. İstenmeyen durumlar gerçekleştiğinde kriz yönetme, çözüm bulma özelliğine sahip olmalıdırlar. Mutfaktaki araç ve gereçlerin kullanımına hakim olmalıdırlar. İş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda eğitim alıp, bu bilgilere uygun davranmalı, kendisini ve çalışma arkadaşlarını tehlikeye atabilecek herhangi bir hareketten kaçınmalıdırlar. Yiyecek ve içecek alanında yeniliklere açık olmalı, her daim öğrenme ve kendini geliştirebilme konusunda süreklilik içinde olmalıdırlar. Mutfaktaki en önemli konulardan biri de hijyendir. Hijyen standartlarına uygun çalışan bir işletme bize kendimizi güvende hissettirir.

Bu mesleği yapabilmek için öncelikle gönülden bağlanmayı istemek gerekir. Çünkü bu mesleğin de diğer tüm meslekler gibi bazı zor koşulları vardır. Aşçıların bu zor koşullara ruhen ve bedenen hazır olması gerekir. Çalışma ortamları mutfak olduğu için sıcak ve nemlidir. Yoğun tempolu ve genellikle de stresli bir iş ortamları vardır. Vardiyalı çalışma saatleri, resmi tatil günlerinde çalışma gibi şeyler de bu mesleğin kaçınılmaz yanlarından biridir.

Günümüzde bu mesleğe olan talebin artması genellikle iş sahasının geniş olması ile alakalıdır. Fakat bu mesleği seçmek isteyen kişilerin tüm olumlu ve olumsuz şartları göz önünde bulundurması gerekir, rastgele seçilebilecek bir meslek değildir.

Bu mesleğe ilk adımı attıktan sonra aşçılar kendi menülerini oluşturup, kendi restoranlarını kurmak, şef olup kendi ekiplerini kurmak veya yurtdışında eğitim alıp, farklı lisan ve farklı yemek kültürleriyle tanışmak isteyebilirler. Bu amaca ulaşmak hiç de kolay değildir. Pek çok konuda fedakarlık edip kolları sıvayıp hedefe odaklanırlarsa başarıya ulaşabilirler.

Aşçılık eğitimi almak illa ki bu mesleği icra etmek demek değildir. Pek çok kişi bunu hobi olarak da sürdürebilir. Kendi mutfaklarında yeni lezzetler deneyip, yemeği bir sanat eserine dönüştürüp pek çok güzel sunum hazırlayabilirler. Hem kendilerini hem de paylaşmak istedikleri kişileri mutlu edebilmenin hazzını yaşarlar.

Aşçılarımızın alınlarındaki ter, ellerindeki yanıklar bu mesleğin gözle görülebilir emekleridir. Hizmet sektörünün mutfak kısmında yer alan, bu mesleği gönülden yapan tüm aşçılarımıza kolaylıklar dilerim.

Yazımı  bu anlamlı söz ile bitirmek isterim;

“Yeni bir yemeğin keşfi, insanlığın mutluluğu için bir yıldızın keşfinden daha fazlasını yapar.”

– Anthelme Brillat-Savarin

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
12 Aralık 2020
1 Haziran 2021
22 Şubat 2021
12 Ocak 2021
YORUMLAR

  1. Raji dedi ki:

    Günümüz dünyasında, yemek sadece karın doyurmak demek, geçiştiriyoruz hızlıca, emek vermeden, sevgisiz, tükettiğimiz günler gibi.
    Büyük annem aynı malzemeyle, aynı yemeği çok kişi yapar ama parmaklarından sevgi geçmiyor ise olmaz derdi.
    Sevgili yazarım, yine çok güzel bir yazı olmuş, yüreğinize kaleminize sağlık …

  2. Tansel Saylı dedi ki:

    “Yeni bir yemeğin keşfi, insanlığın mutluluğu için bir yıldızın keşfinden daha fazlasını yapar.”. Ağız tadında özel bir yazı….Emeklerine sağlık Arkadaşım…