Anadolu16.com

Her kadın emekçidir…

09.03.2021
A+
A-

Selam tüm okuyuculara, ve kadına sadece bir günle sınırlı değil; “insan” olarak layık olduğu değeri her daim veren tüm güzel yüreklere… 

***

Dün, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ydü veya Dünya Kadınlar Günü’ydü diye de isimlendirdiğimiz bir günü kutladık… Kimisi ‘çiçek’le, kimisi hediyelerle, kimisi ise güzel mesajlarla onore edildi… Öyle kanıksamışız ki bu günü sevgililer gününden hallice bir hal almış bir çok kişi tarafından…

Halbuki bu günün ilan ediliş sebebi bir çok kadının erkeklerle eşit çalışma şartlarına sahip olmak için yanarak can verdiği vahim bir olaya dayanmakta…

Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaşın temsili başlangıcı, 8 Mart 1857 yılında ABD’nin New York kentinde başladı. Konfeksiyon ve tekstil fabrikalarında çalışan 40 bin işçinin insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı başlattığı grev, polisin saldırısıyla kanlı bitti. Saldırı sırasında çıkan yangında çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.

1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplanan 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında, Almanya Sosyal Demokrat Parti önderlerinden Clara Zetkin, bu yangında yaşamını yitiren 129 kadın işçi anısına 8 Mart gününün Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önerdi. Kadın hakları hareketini, özellikle oy hakkını onurlandırmayı amaçlayan Kadınlar Günü önerisi oy birliği ile kabul edildi…

Evet kimimize göre sevgilinin sevgisini ifade etme günü olarak gördüğü bugün aslında güçlü ve cesur bir grup kadının erkeklerle eşitlik mücadelesi için canlarını feda edişine dayanıyor. Bu noktada bazı hemcinslerimin olayı buraya getirmelerini de şaşkınlıkla izlemiyor değilim hani…

Neden mi?

Türkiye de hala her yıl yüzlerce kadın ve bunların bir çoğu eşi, kocası veya yine birinci derece yakınları tarafından olmak kaydıyla katlediliyor…

Binlerce kadının eğitim ve çalışma hakkı ailesinin insiyatifinde… Baba, erkek kardeş veya kocası tarafından elinden alınıyor. Bu hakkı almayı başaran bir çok kadın mobbinge maruz kalabiliyor. Ve bir çoğu düşük ücretle, işini kaybetme korkusuyla yaşıyor. Aile birliğinin korunması adına hala kabulünü tartıştığımız İstanbul sözleşmesinde ise şu nedense düşünülmüyor; bu kadınlar için boşanmayı zorlaştırırken bir çok kadın da boşanmayı istediği adamlar tarafından öldürülüyor.

Ve istisnai durumlar hariç, hiç bir kadın kolay kolay yuvasını dağıtmak istemez, ta ki başka çözüm kalmadığından emin olana kadar… Her şeyden geçtik, toplumun yargılarını göze alarak bu kararı vermişse gerçekten gerekliliği tartışmayı gerektirmeyecek bir durumdur… Yani o 129 kadın çiçek alın diye değil, eşit şartlarda yaşama hakkı için mücadele etmişti. Ve biz yıllar geçse de hala bu konuları adamakıllı halledememenin ezikliğini yaşıyoruz maalesef…

Dün bir çok siyasi parti, sendika ve kadın toplum örgütlerinden açıklamalar, kutlamalar! Hatta yürüyüşler düzenledi… Bursa’da Fomara meydanında ikibine yakın kadın toplandı, kent meydanına kadar yürümek için… Tabi pandemi şartları gereği polis kontrolünde sadece 150 kadar kadının yürümesine izin verildi. Kadınlar ayrıcalık istemiyordu. “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz, hayatımız bizimdir demek için; kadın dayanışmasını büyütmek, Özgürlüğümüzü kazanacağız” demek ve ”sesimizi yükseltmek için” mücadele çağrısı yapıyorlardı…

Sadece insani haklarının derdindeydi… “eşitlik” fazlası değil…

Ve fiziki güçleriyle ezen sorunlu erkeklere gereken cezaların verilmesi ve kadın cinayetlerinin önlenmesiydi talepleri…

Ve bunları talep etmek zorunda olmakta ayrı bir vehamet tabi…

CHP Yıldırım Kadın Kolları Başkanı Nigar Bölüker, şunları söyledi: Kadına yönelik şiddeti protesto etmek için dans eden kadınlara dava açılıyor. Bu demokratik eylem, ”cumhurbaşkanına hakaret” noktasına getirilerek hapis cezası veriliyor. Diğer yanda ise kadınlara şiddet uygulayanlar,elini kolunu sallayarak sokaklarda dolanıyor. Kadınlar saldırganlarıyla karakollarda barıştırılıp evlerine yollanıyor diyerek görüşlerini ifade ederken bu da meselenin farklı acı bir tarafıydı. Maalesef kadınların birde sığındığı yetkililerce teskin edilip meselelerin bertaraf edilme gayreti… Kaldı ki bunların neticesi çoğunlukla felaketle sonuçlanıyor…

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü…

Ve her kadın emekçidir… Kimi çalışıp ekonomiye katkı sağlayarak; kimi evinde, eşine çocuklarına yuvasına kol kanat gererek…

Ve kadın aklını, zekasını, duygularını, hislerini, fedakarlığını bir arada kullanmayı görev bilen ve becerebilen özel bir varlıktır… İstediği tek şey ise hayatta varolunduğunun farkında olunmasıdır…

Verdiği sevgiden hiç değilse bir yudumunu almak ve insan olduğu için hakettiği saygı…

O kadar…

Kimi der ki kadın;
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın;
Yeşil bir harman yerinde,
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki hayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.

Kimi der ki hamur yoğuran,
Kimi der ki çocuk doğuran..
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal
O benim kollarım, bacaklarım, başım,
Yavrum, annem, karım, kız kardeşim
Hayat arkadaşımdır.
.

Nazım Hikmet RAN

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.