Anadolu16.com

Gordion Düğümünden, Kolomb’un Yumurtasına…

04.06.2022
A+
A-

Tarihi kimlikleriyle Büyük İskender’in ”Gordion Düğümü” ile ”Kristof Kolomb’un Yumurtası” kehanetleri, hep ilgimi çekmiştir.

Büyük İskender’in kılıcı ile ‘kör düğümü’ bir çırpıda çözmesi, Kristof Kolomb’un yumurtayı masada ‘dik tutması’ arasında ne tür bir ilişki vardır. Elbette sonuçlarını incelemeye ve günümüze uyarlamaya değer diye düşünüyorum.

Gordion’un kör düğümü nasıl çözüldü?

Kristof Kolomb’un yumurtası nasıl dik durdu?

İstenildiği anda birçok sorun, çok basit düşünce yöntemleri ile nasıl çözülebilir?

Herkesin düşünmediği/düşünemediği pratik zeka ile birçok sorunu başında ve kaynağında çözebilir miyiz?

Tüm bu sorunların cevabını efsaneleşerek günümüze kadar gelebilmiş bilgiler ışığı altında ele alabiliriz.

Öncelikle ‘Gordion Düğümü’ efsanesini ele alırsak;

Günümüzde, ”Gordion düğümünü çözmek” çözümü imkânsız gibi görünen, ama tek bir eylem ile sorunların çözülebileceği anlamındadır.

Gordion deyince hep aklıma, 1970’li yıllarda sevgili Atakan ve Nadir Kayran Abimizin memleketi Polatlı, ”Gordion/Yassıhöyük” köyüne gittiğimiz günler gelmektedir. Sakarya nehri kıyısındaki şirin ve tarihi bu köye her gittiğimizde çok güzel ağırlanarak hem de ”Eşek Kulaklı Midas” ile İskender’in kılıcıyla, Gordion düğümünü çözme efsaneleri, gözümün önüne gelir…

Lideri olmayan Frigler’e, bir kahin tarafından, kente öküz arabası ile ilk giren adamı kral ilan etmeleri söylenir. Kente giren yoksul bu köylü, Midas’ın babası, Gordion/Gordios’dur. Artık Frig kralı odur. Gordion, adaletli, cesur ve çok güçlü kişiliğiyle, kısa sürede Orta Anadolu ve Asya’nın büyük bölümüne hâkim olur.

Kral Gordios’un ilk işi, öküz arabasını Frig tanrısı Sabazios (Sabazios Yunanlılar tarafından Zeus olarak adlandırılıyor) tapınağına adamak olur. Öküz arabası, tapınağın sütununa kızılcık dallarından karışık ve özel bir düğümle bağlanır. Kehanete göre, kim ki bu düğümü çözerse, tüm Asya’nın hakimi olacağı söylentisi dilden dile dolaşmaktadır.

Düğümü çözmek isteyenler de, çok uğraştıkları halde, uçları bulamadıkları için düğüm çözülemez haldedir.

Büyük İskender, (MÖ. 356 – MÖ. 323) Makedonya Krallığı’nın askeri gücü ile ünlü efsanevi bir liderdir. İktidarında, Güneybatı Asya, Kuzeydoğu Afrika’da, Yunanistan’dan, Hindistan’a kadar uzanan  dünyanın en büyük imparatorluklarından birini oluşturdu. Hükümdarlığı süresince girdiği hiçbir savaşta yenilmedi.

Büyük İskender, Anadolu’ya geçmek üzere Gordion’a geldiğinde (MÖ. 334) düğümü çözmeye çalışır ama başarılı olamaz. Öfkeyle kılıcını çekip düğümü ortadan keser ve sorunu kaba kuvvetle çözer. İskender, artık Asya’nın hakimi olma yolundadır.

Ateşli bir hastalıktan dolayı İskender’in 33 yaşında ölümü; kahinlerce, Gordion düğümünü çözmek yerine sabırsızca davranmasının cezası olarak yorumlarlar.

Karmaşık ve çözülmesi çok zor hatta imkansız gibi görülen birçok sorunun,  çok basit ve parlak zihni yöntemlerle çözülebileceği bir gerçektir.

Sıra geldi Kristof Kolomb’un yumurtasna….  

”Kolomb’un yumurtası” kavramı, ABD’de yaygın bir şekilde kullanılan bir ifadedir. Farklı/aykırı/pratik düşünmenin ve uygulamanın önemini anlatır.

Kristof Kolomb, 1492 tarihinde Amerika’yı keşfederek, ünü her yere yayıldı. İspanyol soylularıyla bir akşam yemeğinde karşılıklı konuşmalarda; ”Siz Amerika’yı keşfetmemiş olsaydınız da burada orayı keşfedecek birçok kişi var” sözü onun çok canını sıkmış olup, bu küçültücü cümlenin altında kalamazdı…

Onlarla karşılıklı söz atışmalarına girmektense Kolomb, bir yumurta istemiş ve onlardan hiçbir destek vermeden bu yumurtanın masanın üstünde ‘dik durmasını’ sağlamalarını isteyerek bahse girer. Masada bulunanların hiçbiri birçok deneme yapmalarına karşılık başarılı olamazlar. Durumu zevkle izler ve yumurtayı eline alarak bir tarafını hafif bir vuruşla sivri ucunu kırıp düzleştirerek, yumurtanın dik bir şekilde durmasını sağlar.

Masadakiler, Kolomb’un yumurtanın altını düzleştirerek, yumurtanın dik durmasının, zor bir iş olmadığını, herkesin yapabileceğini küçümseyerek söylerler. Kolomb; ”Şüphesiz, zor olan bunu düşünebilmektir.” sözü ile onların sabit düşündükleri, farklı düşünemedikleri hususunu yüzlerine alaycı bir şekilde haykırır.

”Kolomb’un yumurtası”, tıpkı ”Gordion Düğümü” efsanesinde olduğu gibi, gerçekleşmesi çok basit ama daha önce kimsenin düşünüp gerçekleştiremediği, parlak ve zekice düşünülen eylemleri tanımlarken kullanılmaktadır.

”Kolomb’un yumurtası” görseli, İspanya’nın İbiza Adasında heykel şeklinde sergilenmektedir.

Akıl ve bilimin ışığı altında, birçok sorunun pratik bir çözümünü bulabiliriz. İnsanların ego, kibir ve bilgisizlikleri bu çözüm yollarının önünde en büyük engeldir.

Ekonomi, sosyal bir bilim dalıdır. Kaynakların sınırlı, bizlerin istek ve ihtiyaçlarının da sınırsız olması, iktisat biliminin doğmasına sebep olmuştur. Kıt kaynaklarımızla, maksimum faydayı alabilmemiz, iktisat biliminin doğruları ile elde edilir.

Elbette amaç, birey ve toplumların refah seviyelerinin maksimum seviyeye çıkarılarak, yaşam koşullarının ve doğal çevrenin korunarak sürdürülebilir bir kalkınma modelinin yürürlüğe konulmasıdır. İktisat biliminin ışığı altında izlenen bilimsel yöntemlerle, üretim artışı ile birlikte, işsizlik, enflasyon, dış ticaret dengesi ile bütçe fazlası, kişi başına düşen yüksek milli gelir ve adaletli/dengeli bir gelir paylaşımı sağlanabilir.

Bilim dışı, öngörüsüz ve inat kültürü ile yürütülmeye çalışılan politikaların sonu, ekonomiye büyük zararlar yüklemektedir. Günümüzde siyasi iradenin bilim dışı uygulamalara inatla devam etttiği ”beton ekonomisi’, ‘faiz sebep, enflasyon neticedir tezi ile hatalı faiz politikası’, ‘KKM –  Kur Korumalı Mevduat’, ‘Dövize endeksli Yap-İşlet-Devret modeli’, ‘Tarım sektöründeki desteklerin yetersizliği’ sistem ve modelleri dünyanın hiçbir ülkesinde sürdürülebilir ve devamlılığı olan süreçler değildir.

Siyasi gücün, tıpkı ”Kolomb’un yumurtası” ve ”Gordion Düğümü” çözümünde olduğu gibi bilim dışı uygulamalardan hemen vazgeçerek piyasaya ‘güven’ duygusunu pompalamak suretiyle ‘öncelikle’ döviz kurundaki aşırı yükselişin önüne geçmek zorundadır.

Üretimde ve ihracatta teknolojik ve katma değeri yüksek ürünler ile dış ticarette üstünlük sağlayarak, ülkeye yüksek döviz girişini sağlamak. Kalite sistemlerinin tüm üretim ve hizmet dallarında öncelikli olarak yaygınlaşarak, milli gelire olan katkısının sürekli arttırılması, temel amaçlarımız arasında olmalıdır.

Büyük İskender’in, şu sözü çok hoşuma gitmiştir: ”Başkalarından iktidar ve mülk bakımından üstün olacağıma, bilgi bakımından üstün olmayı tercih ederim.”

Başka yoruma da gerek yok ki…

Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.