Dolar 40,7849
Euro 47,6303
Altın 4.387,78
BİST 10.854,45
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 35°C
Açık
Bursa
35°C
Açık
Per 34°C
Cum 33°C
Cts 32°C
Paz 31°C

Sorular…

Sorular…
13 Şubat 2024 12:36
A+
A-

TÜRKİYE’NİN ARAPLAŞMA YÜZYILI (4)

SORULAR

Demokrat Partinin iktidar sarhoşluğu ilk, bilemedin ikinci seçimle sonlanacaktı. Neden 27 Mayıs Askeri Darbesiyle sonlandırıldı, başbakan ve iki bakan asıldı; solcular sevinsin, sağcılar mağdur olsun diye mi?

12 Mart Muhtırası verildi, meclisin üçe üç bağrışları arsında hayatının baharındaki üç fidan darağacına gönderildi; 27 Mayıs’ın rövanşı alınsın ve bu kez sağcılar sevinsin solcular mağdur olsun diye mi? Çok geçmeden sokaklar kan gölüne döndü, aynı silahla hem solcu hem sağcı vuruldu; yeni bir darbe yapılsın diye mi?

12 Eylül Darbesi yapıldı; 24 Ocak Kararları uygulansın, Türkiye üretmekten vazgeçip bir tüketici hatta bir köle pazarına dönsün diye mi? Türk halkı, darbeci generallerin, ağızlarında gargara ettikleri Atatürk’ten, ayaklarının altında paspas ettikleri ilkelerinden, içini boşalttıkları laik cumhuriyetten uzaklaşsın diye mi? Darbe düzeninin dayattığı Türk-İslam Senteziyle Türklük ve Müslümanlık sulandırılarak özünden koparılsın diye mi? Ordusu, polisi, istihbaratı, yargısı, bürokrasisi siyasallaşsın diye mi? Kürtçe yasaklansın, Diyarbakır Cezaevi gibi kurumlar önce bir işkencehaneye sonra bir terör okuluna dönsün ki terörün hamiliğine soyunan yayılmacılar içeriden ve dışarıdan ulusal varlığımıza ve bütünlüğümüze yapılan saldırıları kendince haklı göstermeye çalışsın diye mi?

28 Şubat Kararları alındı; bir yıllık Erbakan hükümeti gitsin, İhvancılar mağdur edebiyatı yaparak bilensin ve türbanı kendilerine basamak yaparak, tarikatları payandalarına alarak, Adalet ve Kalkınma Partisi adıyla iktidara gelsin diye mi? İktidara gelmekle kalmayıp devleti ele geçirsinler diye mi?

Devleti devlet yapan kurumları karşı karşıya getirsinler, çökertsinler, çürütsünler diye mi?

Bin yıldır üzüntüde, gönençte kader birliği yapmış, et ve tırnak olmuş bütüncül bir halkı, karpuz gibi ortadan ikiye bölsünler diye mi?

Avenesini kayırıp hazineden beslesin, halkın geri kalanını açlığa, sefalete mahkum edip bunu on yıllardır devam ettirsinler diye mi?

Eğitim milli olmaktan çıkarılsın, Türkçe öldürülsün, bilimi kendine rehber edinmiş öğretmenlerin yetiştirdiği fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yerine, cumhuriyetin altını oyan tarikatlarla imamların irrasyonel marifetiyle akıları başından alınmış, geçmişiyle bağı koparılmış, itaat etmekten başka bir şey bilmeyen sefil kitleler yetiştirilsin diye mi?

Bir de dış politikada yapılanlara bakıldığında, Türkiye’yi bekleyen asıl tehlike bütün çıplaklığı ile görülmektedir.

Türkiye’nin devlet aklı; İran, Irak ve Suriye gibi komşu ülkelerde kendisini tehdit eden terör yapılanmaları varsa şayet, kırk yıl boyunca sınırdan sızarak vur kaç taktiği yapan teröristlerle uğraşıp gücünü mü tüketir? Yoksa bu komşularla karşılıklı çıkara dayalı iyi ilişkiler çerçevesinde, onlarla birlikte, oradaki o terör yuvalarına son mu verir? Hadi diyelim emperyalizmin kuklası diktatörlükle yönetilen iktidarları var. O zaman da emperyalistlerle bu terörün halli için işbirliği yapılması gerekmez mi? Bir asır önce yokluk içinde aynı emperyalistlere duman attıranların kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, terörü bitirmek için onlarla anlaşmakta neden aciz kalsın ki bugün! Aciz kalması, Türkiye’nin devlet aklıyla değil kişisel çıkarların gerektirdiği şekilde yönetildiğini göstermez mi?

  • Önder Gümüş/13 Şubat 2024

Yarın: Bu Yol Filistin’e Gider

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.