Anadolu16.com

Ahıskalıların Bitmeyen Sürgün Hikayesi

Ahıskalıların Bitmeyen Sürgün Hikayesi
15.11.2023
A+
A-
  • İbrahim AHISKALI – Stratejist Araştırmacı / Adli bilir kişi

14 Kasım 1944… Tam 79 sene önce biz Ahıskalıların yurdundan, yuvamızdan sürgün olunduğu yıl dönümüdür. Bunları üzüntüyle siz değerli soydaşlarımıza bazı konuları ele alarak gündeme taşımak istiyoruz. Burada sorulursa Ahıska kimdir veya neresidir, nerededir, biraz ayıp olur çünkü hepimiz Türküz, herkesin Türk ve Türk yurtlarını çok iyi bilmesi gerekiyor.

***

Ben bir Ahıskalı olarak, biz Ahıskalı Türklerin tarihi birçok Türk ve Türk boyları ile alakalı olarak kaleme almış olduğum bazı olumlu veya olumsuzlukları siz değerli okuyuculara aktarmak için kurulumuz olmuştur. Resimde de paylaştığım gibi şu tren yolunu gördüğümüzde bundan önce 79 sene biz Ahıskalıların o ana nasıl sahip ve nasıl bir şekilde neler yaşadıklarını canlı tarih olan büyüklerimizden kaleme aldık. Ahıska neresi, Ahıska şöyle haritaya baktığımızda Türkiye’nin kuzeydoğusu Gürcistan’ın da güneydoğusu yani Ardahan’a 15 kilometre yakın olan bir mesafededir burası, 2700 senelik Türk yurdudur. Burası milattan önce 500 sene milattan sonra da 600 senelik Türk yurdudur. Hatta Dede Korkut kitaplarında Aksika, Aksaka ibareleriyle yer almıştır.

***

Ahıska, Turan’a giden bir koridordur desek olur. Bu koridorla alakalı olarak ilerleyen cümlelerden daha detaylandırmak istiyoruz. Hal böyle olunca 1828 senesinde Rus-Osmanlı Savaşı esnasında brezilya dost tarafından Rus Ahıska bölgesini işgal eder. 1829 senesinde tazminat olarak Edirne Anlaşması ile Ahıska tamamen o bölgeye kalır, yani Gürcistan sınırları içerisinde kalır. Burası aslen Türk yurdudur. Zaman zarf içerisinde sınır ötesinde kalan biz Ahıskalıları asimile etmek için ellerinden gelen bütün kirli oyunlara başvurmuşlardır.

***

Oysa ki gerçekleştirilemedi, biz Ahıskalılar öyle bir topluluğuz ki dünyanın neresinde olsak da hali hazırda kalbimizin bir köşesinde dilimizi, örf ve adetlerimizi muhafaza ettik. Bunu misal Sovyetler Birliği adı altında yaşayan nice Türk cumhuriyetleri ile birlikte biz alışkanlarla yaşamış olduk, oysa ki asimile olmadık.

***

Sınır ötesinde kalan biz Ahıskalıların dilimizden, dinimizden vazgeçmediklerimizi gören Rus ordusu aniden sürgün için bir yanı Stalin’e yazmış olduğu iki satır cümle ile karar vermişlerdir. 13 Kasım 1944, biz Ahıskalıların adreslerini tespit ederek, ”Bunlar Türk’tür yarın bunları yurtlarından çıkaracağız” düşüncesiyle farklı şekillerde işaretlemişlerdir.

*** 

14 Kasım büyük gündür unutamadığımız. Hatta unutturamayacağımız gündür. Yurdumuzdan yuvamızdan sürgün olduğumuz gündür. Eli silah tutan gençleri birkaç gün sonra başlayacağı Alman Savaşı esnasında ön cephede savaştırmak için almışlardır. Geriye kalan yaşlıların malını devletini alıp Orta Asya’ya sürgün etmişlerdir. 36.000’i Kırgızistan, 30.000’i Özbekistan, 16.000’i de Kazakistan’a sürgüne maruz kalan biz Ahıskalılar bulaşıcı hastalıklarla birlikte kışın o zor anlarını yaşatmışlardır. Bölgelere yerleştirildikten sonra yakınlar birbirleriyle görüşmek istediği takdirde resmi evrak ve gözetim adı altında görüşmeleri sağlanıyordu. Aksi takdirde o zamanki akla gelmeyen kirli oyunlara maruz kalan nice Ahıskalılar oldu.

***

Ahıska ile alakalı olarak hatta biz Ahıskalı Türklerin hakkında yazacağımız çok şeyler var. Oysa ki yaza yaza ne kalem biter, ne de söz biter. Çünkü biz Ahıskalıları sırtından bıçaklayan niceleri geldi geçti yara kapanmadan… İkinci bir yere açılmasına sebep olan çok şeyler varken sizlere kısa ve özet bir şekilde önemli noktaları aktarmak istiyoruz.

***

Derya’nın gizli mektubunda Stalin’e beyan etmiş olduğu esas cümle, içeriğinde şöyle bir imla geçmektedir; ”Biz bu Ahıskalıları parçalayabildiğimiz kadar parçalayalım. Çünkü bunlar birleşip Ahıskaya dönerse, şayet oradaki o koridor oluşursa Turan’a gidecek koridor, bizim doğurmamız artık çok zor olacaktır. Savaş sonrası kimileri hasretle sarılıyor anasına babasına, kimileri ahirete bırakıyor.

***

Değerli okuyucular,

Sadece biz Ahıskalılar değil, Ahıskalılar gibi Kumuk Çuvaş özellikle aynı kaderi yaşayan Kırım Tatar Türkleri bu sürgün esnasında hayatlarını kaybeden nice Ahıskalı soydaşlarımızı rahmetle minnetle anıyor ve yapılan bu kirli oyunu şiddetle kınıyoruz. ”Dünyanın neresinde bir Türk varsa orası benim vatanımdır” düşüncesi ile hareket eden bir kardeşiniz olarak eğer sürçü lisan ettiysek affola… Rabbim bir daha böyle sürgünü yaşatmasın. Rabbim birlik ve beraberliğimizi çok görmesin…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.